Kadın Ticarete Girdiğinde Ataerkil Bir Yapıyla Karşılaşıyor
Aylin Şensabah, Agromiks: “Kadınlarımız tarlada üretimde devamlı ziraatın içinde yer almaktalar ve bu eskilerden beri böyledir. Fakat kadın üretimin yanı sıra ticari kısımda yer aldığı noktada biraz ataerkil bir yapı ortaya çıkıyor. Tahsilatlar, çekler, ödemeler gibi konularda biz kadınlar biraz daha net olmayı seviyoruz. Bunun zorluklarını yaşıyoruz.”
Röportaj: Cemalettin KANAŞ
Hayvancılık sektörü, son yıllarda antibiyotik kullanımına karşı hassasiyetin arttığına şahit oluyor. İşin uzmanları, antibiyotik kullanımının tamamen ortadan kalkmasının söz konusu olmadığını ancak en aza indirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Yem katkı firması Agromiks’in sahibi Aylin Şensabah, yem endüstrisi ihtisas dergisi Feed Planet’e verdiği röportajda antibiyotiklere doğal alternatifler üretmenin önemine değindi. Firmanın kuruluşundan bu yana bu hedefle ilerlediğini söyleyen Aylin Şensabah şöyle konuştu: “Sağlıklı hayvanlar, sağlıklı ürünler ve bunları tüketen sağlıklı nesiller yetiştirilmesini hedefledik. Söz konusu üretimlerimizi esansiyel yağlarla yapıyoruz. Esansiyel yağlar antibiyotiklere alternatif maddelerdir. Artık sadece Avrupa ya da Amerika değil, bağlantıda olduğumuz Ortadoğu ülkelerinde de talep bu yöndedir.” Bir kadının hassasiyetini ve titizliğini en üst düzeyde ortaya koyarak üretim yaptıklarını belirten Şensabah, sektörün ataerkil bir yapıya sahip olduğu eleştirisini getiriyor. Başarılı iş kadını, geleneksel olarak ziraatla iç içe olan kadınların ticarette aktif bir rol almaya başladıkları noktada önüne engeller çıkmaya başladığını söylüyor. Şensabah, Türk yem sektörünün kaydettiği büyüme trendinin katkı sektörünü de olumlu etkilediğini ve zamanla Türk üreticilere ilginin daha da artacağını dile getiriyor.
Öncelikle Agromiks’i tanıyabilir miyiz?
Agromiks, KOSGEB’in kadın girişimci desteği ile kurulmuştur. Bünyesinde 4’ü bayan olmak üzere 8 personel çalışmaktadır. İşletmemiz İzmir Kemalpaşa’da 640 m2 kapalı alanda sıvı, toz, jel formunda yem katkı maddeleri üretmektedir. Firmamız yurt içinde yem katkı maddeleri üretimi yaptırmak isteyen veteriner kliniklerine, firmalara ve yem fabrikalarına fason üretim yapmaktadır. İç piyasaya direkt satışımız yoktur. Yurt dışında ise kendi formüllerimiz ile ürettiğimiz ürünlerin direkt satıcısıyız.
İşletmemizde ISO 22000, GMP, Helal sertifikası, ISO 9001 sertifikası mevcuttur. Ayrıca AGROMIKS Markamız tescillidir.
“HEDEF 5 ÜLKEYE DAHA DİSTRİBÜTÖRLÜK VERMEK”
KOSGEB haftanın girişimcisi sayfasında şirketimize yer verdi. Birkaç kez röportajımızı yaptı. KOSGEB’in KOBİGEL proje destekleri ile de işletmemizdeki makinalarımızı tedarik ederek her geçen gün üretim kapasitemizi arttırıyoruz. Ayrıca Pakistan’a yapmış olduğumuz ihracattan dolayı Lahor’daki tarım fuarı ziyaretimiz esnasında Pakistan Tarım Bakanı tarafından bir plaketle ödüllendirildik. Yine Pakistan yerel televizyonlarına röportaj verdik.
Elbette hedeflerimiz var. Şu ana kadar kat ettiklerimizi göz önüne alırsak, bu hedefler çok uzak, çok büyük ya da ulaşılamaz değil. Biz üretim parkurlarımızı ful otomasyona çevirmeyi, en az 5 ülkede daha distribütörlük vermeyi, GMP Plus kalite standardını almayı istiyoruz. Bu sayede Avrupa’ya da ihracat hayalimizi gerçekleştirmiş olacağız. Bunlar hedeflerimizin bazıları.
“MİKTAR KONUSUNDA ALT SINIRIMIZ YOK”
İnternet sitenizi incelediğimde; ruminant, kanatlı, balık, at, kedi ve köpek olmak üzere birçok türün ihtiyacını karşılayan ürünler ürettiğinizi görüyorum. Kısa zamanda eriştiğiniz bu çeşitliliği neye borçlusunuz?
Sadece üretici pozisyonunda olmamız farklı hayvan türlerine yönelik yem katkı maddeleri üretimine odaklanmamıza olanak sağlamıştır. Farklı hayvan türlerine yönelik çalışan firmaların talepleri ve ithalatlardaki talepler de bunu desteklemiştir. Üretimle ilgili talepleri değerlendirip müşterilerin ihtiyacına hızlı bir şekilde cevap vermeye çalışıyoruz. Müşterilerimizin mevcut formüllerine veya geliştirdiğimiz formüllerine istinaden numuneler yapıyoruz. Üründe istenilen renk, koku ve kıvamda mutabakata varıldığında, firma tarafından istenilen miktarda üretime geçiyoruz. Hayvan türlerine göre talep edilen ürün miktarları farklılık göstermektedir. Şirket politikamıza göre miktar sınırlamamız olmadığı için düşük miktarlardaki taleplere de karşılık vermemiz, hem müşteri portföyümüzü genişletmekte hem de yem katkı çeşitliliğimizi arttırmaktadır.
İhracat yaptığınız ve yapmayı hedeflediğiniz ülkeler hangileri? Bu konuda sizi zorlayan etkenler nelerdir? Bu zorlukları nasıl aşmayı planlıyorsunuz?
Direkt ihracat yaptığımız ülkeler Pakistan, Mısır; dolaylı ihracat yaptığımız ülkeler ise Gürcistan, Azerbaycan ve Afganistan’dır. Yakın zamanda ürünlerimizin kayıt altına alındığı Bangladeş ve Sri Lanka da ihracat ülkelerimiz arasına katılacaktır.
Söz konusu ülkelerde bizi zorlayan ürünlerin kayıt altına alınması ve bu aşamada hedef bölgelerde distribütörlükler oluşturarak bu distribütörler aracılığı ile izinler için gerekli evrakların hazırlanmasını sağlamak.
AZ SAYIDAKİ KADIN GİRİŞİMCİDEN BİRİYİM
Yerli ve yabancı rakiplerinizden sizi ayıran özelliklerinizden bahseder misiniz?
Sektördeki ender kadın girişimcilerden ve üreticilerden biriyim. Bir kadının hassasiyetini ve titizliğini en üst düzeyde ortaya koyarak sadece üretim yapıyor olmamız, talep edilen ürünlerle ilgili olarak miktar kısıtlamamızınolmaması, formüllerimizi gizli tutmak konusundaki hassasiyetimiz, gerektiğinde firmalara formül desteği veriyor olmamız, yurt dışı firmalardan daha uygun fiyatlar sunabilmemiz, bizi diğer firmalardan belli ölçüde ayırmaktadır. Aslına bakarsanız, kadınlar tarlada üretimde devamlı ziraatın içinde yer almaktalar ve bu eskilerden beri böyledir. Fakat kadın üretimin yanı sıra ticari kısımda yer aldığı noktada biraz ataerkil bir yapı ortaya çıkıyor. Tahsilatlar, çekler, ödemeler gibi konularda biz kadınlar biraz daha net olmayı seviyoruz. Bunun zorluklarını yaşıyoruz.
Türk yem sektörü vitamin, mineraller, enzimler gibi yem katkı maddeleri konusunda büyük ölçüde dışa bağımlı durumda. Bunun sebepleri nelerdir? Geleceğe dönük değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
Çünkü bu ürünlerin üretimleri maalesef Türkiye’de yapılamıyor. Vitamin üretimi dünyada belli başlı büyük firmaların elinde bulunmaktadır. Maalesef yem katkılarındaki bazı ham maddeler de ithal edilmek zorunda. Aslına bakarsanız, dışa bağımlılık hangi malzeme için olursa olsun beni endişelendiriyor. Kaynağı başkasının elinde olan bir malzemenin ne fiyatını nede kalitesini kontrol altına alamazsınız. Sadece size sunulanı değerlendirebilirsiniz.
Fakat kullandığımız esansiyel yağlarla ilgili örnek verecek olursak; ülkemizin iklim koşulları kekik, nane, biberiye, lavanta, adaçayı, ıhlamur vb. gibi bitkilerin doğada yetişmelerinin yanı sıra kültürlerinin de yapılmasına elverişlidir. Eğer yem katkı üretimlerinde kullanılan bu ve bunlar gibi esansiyel yağ elde edilen bitkilerin üretimi arttırılırsa, belli oranda ithalatın önüne geçilmiş olur.
Türk yem sektörünün genel olarak istikrarlı bir büyüme grafiğine sahip olduğu biliniyor. Bu durum yerli yem katkı firmalarını nasıl etkiliyor?
Yem sektörünün büyümesine paralel olarak yem katkı sektörü de büyümektedir. Bu da yerli yem katkı firmalarının sayısını arttıracaktır. Kendini kalite standartları ile daha iyi geliştiren firmaların müşteri bazındaki tercih edilirlikleri artacaktır. Ayrıca yurt dışındaki yem katkı firmalarının Türkiye’deki firmalara karşı ilgileri yoğunlaşmaktadır.
Tüketicinin bilinçlenmesiyle birlikte hayvanlarda antibiyotik kullanımının minimize edilmesi gerekliliği daha fazla gündeme gelmeye başladı. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Dünya artık antibiyotiklerden arındırılıyor. Bizim de işletmemizi kurarken yola çıkış noktamız bu konuydu: antibiyotiklere alternatif doğal ürünler üretmek. Sağlıklı hayvanlar, sağlıklı ürünler ve bunları tüketen sağlıklı nesiller yetiştirilmesini hedefledik. Söz konusu üretimlerimizi esansiyel yağlarla yapıyoruz. Esansiyel yağlar antibiyotiklere alternatif maddelerdir. Artık sadece Avrupa ya da Amerika değil, bağlantıda olduğumuz Ortadoğu ülkelerinde de talep bu yöndedir.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak söylemek isteğim, tüm güçlüklere rağmen mesleğimi yaptığım ve katma değerli ürünler ürettiğim, kısacası üretimin içinde yer alıp ihracat da yaptığım için çok mutluyum. Benim üniversite yıllarından bu yana tek hayalim üretimde yer almaktı. Bunu da gerçekleştirdiğim için ayrıca mutluyum. Daha önceki röportajlarımın birinde de belirttiğim gibi, hedeflerimin bazılarına ulaştım. Benim için mükemmel olan ise mevcut hedeflere ulaşınca yeni hedefler için tekrar hayal kurmaya başlamak oluyor.